NLP’nin ön varsayımlarından birisi “insanlar olayın kendisinden çok algıladıkları gerçeklere göre davranır.” der. Alfred Korzybski 1933’te yayınlanan bilim ve sağlık adlı kitabında bu gerçeğe “harita bölgenin kendisi değildir.” diyerek öncülük etmektedir. Yani insanlar düşünce ve davranışlarını gerçeklerden çok kendi filtrelerinden geçirdikleri ve algıladıkları biçimde oluşturmaktadırlar.
Eğer bir harita temsil ettiği bölgeye benzerlik gösterirse o zaman kişiye fayda sağlayacaktır. Genelde deneyim ve nesnelerin gerçekten nasıl olduğunu bilmiyoruz. Sadece onların duyu organları doğrultusunda zihnimizde oluşturduğumuz iç temsilleri ile biliyoruz. Dolayısıyla kendi gerçekliğimizi oluşturuyoruz ve bu gerçekler ve doğrular doğrultusunda davranmaya başlıyoruz .
NLP’de duyu organlarımıza temsil sistemleri denmektedir ve 5 ana Temsil Sistemi vardır.
1. Görsel (Visual V)
2. İşitsel (Auditor A)
3. Dokunsal (Kinesthetic K)
4. Kokusal (Oldfactory O)
5. Tatsal (Gustatory G) .
Koku ve tat küçük yaşlarda silinmektedir. Ama görüntüler, sesler ve duygular bizimle kalmaktadır. NLP’de görüntülerle düşünenlere görsel, seslerle düşünenlere işitsel, duygularla düşünenlere dokunsal denir.
İnsanların yaklaşık %75’i her üçüyle de düşünmektedir. Ama birisi baskındır. %20-25’lik kısmında ise sadece bir temsil sistemi vardır. Yani o kişi örneğin dokunsalsa zihninde görüntü oluşturamaz.
İnsanlarda 3 kanal vardır. Bunlar birbirinden farklı olabilir. Problem daha çok bunların farklı olmasındadır. Örneğin, girdi kanalı (bilgiyi alış kanalımız) işitsel, temsil kanalı (düşünme tipimiz) görsel, çıktı kanalı (ifade şeklimiz) dokunsal olabilir. (Kişi bir şey duyar (işitsel), zihninde görüntü oluşturur (görsel) ve yumruğunu sıkar (dokunsal) .
.